top of page
cunda_dumen.png

Basında Cunda Balık 

01

Ot ve mezenin en iyi 10 adresi...

Hürriyet Gazetesi

Ot mezesi konusunda zengin bir adres arıyorsanız ya meyhanelere, ya da balık restoranlarına gitmeniz gerekiyor. Çünkü ottan yapılmış da olsa, meze en iyi içkinin yanında gidiyor. Tanıdık tanımadık pek çok farklı ot kullanılarak yapılan mezelerin reçeteleri Ege kökenli. Kimi Girit’ten, kimi Selanik’ten özel tarifler getiriyor. Radika, cibes, hardalotu, turpotu, kaya koruÄŸu gibi otlar, önce haÅŸlanıyor, sonra zeytinyağı veya soÄŸanlı soslarla servis edilerek enfes mezeler hazırlanıyor. Bu otların vücuda faydalı özellikleri de var. Tam mevsimindeyiz, ot mezeleri çeÅŸitlendi. Özellikle balıkçılar en az 10 çeÅŸit sunuyor. Biz de, bu hafta jürimize ot kullanarak en lezzetli mezeleri yapan adresleri sorduk. Cunda ve Ä°stanbul balıkçıları listeye girmek için yarıştı.

EN Ä°YÄ° 10
1. Doğa Balık - İSTANBUL
2. Çam Restoran - TÄ°RE
3. Ahırkapı Giritli - İSTANBUL
4. Cibalikapı Balıkçısı - Ä°STANBUL
5. Bay Nihat - CUNDA
6. Deniz Restoran - Ä°ZMÄ°R
7. Cunda Balık - İSTANBUL
8. Ildırı Balık - ÇEÅžME
9. Deniz Restoran - CUNDA
10. Parlak Restoran - ANTALYA
....

Cunda Balık ; Cunda’nın Ä°stanbul ÅŸubesi

Deniz börülcesi, radika, turpotu gibi 18 çeÅŸit ot mezesi bulunuyor. Otların tümü Cunda Adası’ndan getiriliyor. Otların kıvamında haÅŸlanmasına dikkat ediliyor. Jüri üyelerimizden Sahrap Soysal, afrodizyak etkisi olan ve çiÄŸ yenen deniz kestanesi yumurtasını denemenizi tavsiye ediyor. Tel: (216) 380 59 89
....
Mart.2006

02

Cunda Balık ; Cunda'nın İstanbul Şubesi

Posta Gazetesi / Artun Ünsal

Denize yakın ancak deniz görmeyen özenli balık lokantalarını, affınıza sığınarak, belki çok güzel olmayan, belki de biraz yaÅŸlanan ama eÅŸine karşı daima sevecen, becerikli ve hâlâ cazibeli olmasını bilen; sonuçta, görünürdeki kimi eksikliklerine karşın, onu hep mutlu kılan kiÅŸilikli, akıllı hanımlara benzetirim. Bostancı Deniz Otobüsleri iskelesinin karşısındaki sokakta 2003’ten beri icra-ı sanat eden Cunda Balık Restaurant da iÅŸte böyle bir yer: Yemekleri, dekoru ve servisi özenli, fiyatları makul.

ÇiÄŸdem ve Özgür Bayraktar çiftinin iÅŸlettiÄŸi Cunda’da zeytin, peynir, zeytinyağı, balık ve otlar Ayvalık’tan taze taze ‘ithal’ ediliyor. Konukları ile diyaloÄŸu ve kusursuz servisiyle dikkatimizi çeken genç garsonumuz Murat Gülarslan da bir Ayvalık çocuÄŸu. Anneannem Giritlidir ya, oldum olası otlara dayanamam. Taze ısırganotu, labada salataları, ÅŸevketi bostan -Ayvalık’ta akkız da derlerhaÅŸlama, ardından kavurması, hasret giderdik anlayacağınız... Marine levrek hiç fena deÄŸil. Lakin, bu ahtapot ızgarası damağımı sarmadı. Önümüze kızartılmış gelen keçi ‘sepet peyniri’ dilimlerinin tadı ise harika! Cunda’da çeÅŸit çok da bizim yerimiz sınırlı. Sıra balıkta; ortaya gelen sarıkanat lüfer ızgarayı keyifle paylaşıyoruz. Tatlı faslında ise, çikolatalı ıslak kek kıvamındaki çikolatalı sufleyi paylaşıp yemeÄŸimizi noktalıyoruz  Deniz manzarası olmasa da, Cunda Balık sizleri mutlu etmeyi bilecektir.


(Köy Yolu Sok No: 6/1 Bostancı-Ä°stanbul Tel: 0216 380 59 89)
....
Aralık.2010 - Posta Gazetesi

Banılacak Zeytinyağı

03

AkÅŸam Gazetesi / Serdar Turgut

Bugün kaliteli yeme-içmeye bir yaÅŸam stili olarak önem veren her insanın militanlığını yapması gereken zeytinyağının güzelliÄŸi konusuna gireceÄŸim. Bunun militanlığının yapılması, Türkiye açısından daha da önemli. Çünkü biz çok güzel zeytinleri ve zeytinyağını ürettiÄŸimiz, zeytinyağı ile çok güzel yemekler yapabildiÄŸimiz halde, ne yazık ki zeytinyağı yaÅŸamımıza gerektiÄŸi kadar fazla girememiÅŸ durumda. Zeytinyağı üretiminde Ä°spanya, Ä°talya, Yunanistan'dan sonra dördüncü sırada gelmemize raÄŸmen tüketimde bu üç ülkenin çok ama çok altındayız. Tüketim böyle düÅŸük olunca, zeytinyağını hayatımızın önemli bir parçası haline getirip bunun kültürünü de yaratamıyoruz. Yaygın bir kültür oluÅŸturulamayınca potansiyelimizi de tam kullanamayıp dünyada hak ettiÄŸimiz yere gelemiyoruz.

Hatırlıyorum da; hayli gençken çukur bir kabın içine sızma zeytinyağını döküp, içine bir miktar kırmızı biber ve kekik atar, çok az da sirke katardım. Sonra sıcacık ekmeÄŸi bunun içine banıp yerdim. Yanına da güzel kırmızı bir ÅŸarap açardım. Bana göre bu, dünyanın en güzel lezzetlerinden birisi ve pahalı rafine bir yemekten daha da deÄŸerlidir benim için. Gençken yapıyordum dediysem ÅŸimdilerde bu adeti bıraktığımı sanmayın. Aradaki tek fark; yanında açtığım ÅŸarabın daha kaliteli olmasıdır.

Bir gün, New York'ta bir restoranda masamıza gelen ÅŸef, yemeklerini çok beÄŸendiÄŸimizi söylememizden sonra 'haydi ÅŸerefe içelim' demiÅŸti. Ben ÅŸarap içeceÄŸimizi sanırken ÅŸef, küçük bardaklara sızma zeytinyağını koydurdu. 'Åžerefe' deyip bardağını kaldırdı ve içti... Tabii biz de takip ettik. O anda üzerinde okumuÅŸ olduÄŸum zeytinyağı tadımlarının, neden ÅŸarap tadımları kadar ciddiye alındığını fark ettim. TereyaÄŸla yapmaya alıştığımız her yemeÄŸi zeytinyağı ile rahatlıkla yapabileceÄŸimizi anladım. Åžimdilerde ben Risotto'yu bile içine bir damla tereyağı koymadan piÅŸiriyorum, çok da lezzetli oluyor.

Zeytinyağının doÄŸal sevgilisi otlardır. Ege otlarından bahsediyorum. Tabii ki: sadece bu cümleleri yazmak bile bana Cunda'yı hatırlatıyor. Cunda'ya gelirken havada zeytinyağını koklamaya baÅŸlarsınız ki, bu koku beni rakıya hazırlamaya baÅŸlar. Ayvalık zeytinyağı kültürünü yaÅŸar. Radika, cibes, hardalotu, turpotu, kayakoruÄŸuotu, bunlar Ege'dir, topraktan fışkırır. Bunları haÅŸlayacaksınız, sonra zeytinyağı ve sarımsak sosunu haÅŸlanmış ota bolca dökeceksiniz. EÄŸer deniz kenarında bir masadaysanız, güneÅŸ de batmak üzereyse, günün sıcağı yavaÅŸtan çekilmeye baÅŸlamışken sıcaklık sadece gündüz güneÅŸinin altında kalmaktan vücudunuzda kalmışsa, masaya bu otlar geldiÄŸinde sıkıysa bir bardak buz gibi rakı içmeyin de görelim bakalım sizi. Otlardan birkaç çatal ve o ilk yudum hayatın güzelliÄŸidir.

Bu tür yaÅŸam kültürü 'Ege'ye özgüdür. Yunanlılarla paylaşırız bu kültürü. (Benim en sinirlendiÄŸim ÅŸey ahtapot bacağını onların bizden daha güzel piÅŸirmeyi baÅŸarmalarıdır. Sadece ahtapot bacağı yemek için Midilli'ye bile gittiÄŸim olmuÅŸtur)

Bize bu kültür, bu yaÅŸam biçimi tarihimizden doÄŸal olarak geldi. O açıdan ÅŸanslıyız. Zeytinyağı kültürünü baÅŸka ülkeler gibi uÄŸraÅŸarak yaratmak zorunda deÄŸiliz.

Akdeniz kültürü etkisinden hayli uzakta olan ve yemek kültürünü Fransa'nın hakimiyetinde geliÅŸtiren Amerika'da (Fransız mutfağı baÅŸta bol tereyaÄŸlı ve kremalıydı) zeytinyağı kültürü ilginç bir ÅŸekilde hippi kültürü ile baÄŸlantılı olarak geliÅŸmiÅŸti. 1960'lı yıllarda Amerika'nın doÄŸu kıyısında Fransız yemek ve restoran kültürü hakimiyetini kurmuÅŸken batı tarafında ise gençlik baÅŸkaldırısının merkezi durumundaki Berkeley Üniversitesi civarında örgütlenmiÅŸ radikaller, yemek kültürü de oluÅŸturmaya giriÅŸti. Chez Panisse adında bir restoran açıldı ve bunun sahibi Alice Waters, gerçi yine Fransız ağırlıklı bir mönü oluÅŸturmuÅŸtu ama organik yemek kavramını ortaya atmaya baÅŸlamıştı. DoÄŸal koÅŸullarda yetiÅŸtirilen otlarla ve yine doÄŸal koÅŸullarda yetiÅŸtirilen hayvanlarla yapılıyordu yemekler. Bu kavram sonradan Kaliforniya'da alternatif ve radikal bir yemek kültürünün oluÅŸmasına neden olmuÅŸtu. Organik yemek, vejetaryen yemek kültürü, hep bu kökenlerden geliÅŸmiÅŸti. Zeytinyağı da hakim restoran kültürüne (Fransız) karşı bir restoran kültürü geliÅŸtirmek için kullanılmaya baÅŸlandı. Sonunda zeytinyağı Kaliforniya'nın resmi yağı da oldu bir ÅŸekilde... Daha sonra batı tarafına dersler vermek için sık sık gelen doÄŸu yemek aristokrasisinin duayeni James Beard Kaliforniya'da gördüÄŸü geliÅŸmeleri batıya yani New York'a götürmeye baÅŸladı. James Beard bu arada ekmek üzerine bir kitap da yazıyordu. (Beard on Bread) Anlayacağınız zeytinyağına banılacak ekmek fikri de oluÅŸmaya baÅŸlamıştı. Gayet tabii ki bir ülkede zeytinyağının kullanılmaya baÅŸlanması bu kadar basit ve özetle geçilecek bir konudan ibaret deÄŸil. Ä°talyanların etkisi de analize sokulmadan tam açıklama yapılması imkansız. Burada amacım bir kapsamlı yemek tarihi anlatımına girmek deÄŸil. Sadece bir ilginç baÄŸlantıya dikkat çekmeye çalışmaktan ibaret.

Ben Ä°stanbul'dayken Cunda keyfini sürmek için Bostancı'daki Cunda Balık'a giderim. Sahibi Cundalı olan bu restoranın balıkları bile günlük olarak Cunda'dan geliyor. Adres: Köy Yolu Sok. No: 6 Bostancı. Tel: 0216 3805989

Cunda'da ise doÄŸrudan Bay Nihat'a giderim. Bay Nihat deniz kıyısında bir restoran. Kış aylarında ise arkadaki taÅŸ binada hizmet veriyor. Nefis mezeleri var. Hatta yazın meze sayısının 100'e çıktığı bile söyleniyor.

Adres: Sahilyolu No.21 Cunda Adası Ayvalık-Balıkesir. Tel: 0266 327106
Temmuz.2009 

mekan_bahce_02.jpg
bottom of page